Din, esas ve ilkeleri bakımından değişiklikler gösterse de tarih boyunca insanların içinde yaşadıkları mekânı, fizik ötesi alemi, yaşamın anlamını kavramasına yardımcı olarak insanların bireysel yaşamlarını ve toplumsal ilişkilerini şekillendirmiş, toplumsal yaşamın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Ancak insanlar üzerinde bu kadar etkili olan bu kavram, zaman zaman kötü niyetli kişiler tarafından saf, inandığı değerler konusunda yeterli bilince sahip olmayan kişilerin sömürülmesinde araç olarak kullanılmıştır. Tarih boyunca farklı bölgelerde farklı topluluklarda din konusundaki samimiyet yanında bilinç eksikliğini siyasi, ekonomik ve kişisel şehevi arzuların tatmin amacı olarak kullanıldığı çok sayıda örneği bulmak mümkündür. Dini değerlere geçmişten beri saygılı olan toplumumuzda da maalesef bu tür örneklerin yaşanmadığını söylemek mümkün değildir. Diğer pek çok toplulukta olduğu gibi bizim toplumuzda da dini değerlere saygılı ancak bu değerler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan kişi ya da gruplar, bu bilgi eksikliğini kullanarak yararlanmaya çalışan din istismarcılarının hedefi olmuş, maalesef günümüzde de olmaya devam etmektedir. Bu çalışmada Osmanlı döneminde olduğu gibi günümüzde de dini olduğu kadar toplumsal ve ahlaki bir sorun olan, din konusunda samimi ancak yeterli bilince sahip olmayan insanları büyücülük ve cincilik adı altında mağdur eden din istismarcılığının gelişimi, toplumuzdaki yansımaları, tekrar yaşanmaması için alınması gereken önlemler ele alınmıştır. Çalışma ile toplumumuzda hala çok önemli bir sorun olarak varlığını devam ettiren büyücülük ve üfürükçülük bağlamında din sömürüsüne dikkate çekmek, farkındalık oluşturmak amaçlanmıştır. Çalışmada Osmanlı Devleti ve Cumhuriyet döneminde görülen büyücülük ve üfürükçülük olayları arşiv belgeleri ve telif eserlerden yararlanılarak ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Although religion varies in terms of its principles and principles, it has helped people throughout history to comprehend the place they live in, the metaphysical realm, and the meaning of life. Religion has shaped people's individual lives and social relations and has become an inseperable part of social life. However, this concept, which is so effective on people, has been used by malicious people from time to time as a tool to exploit naive people who do not have sufficient awareness of the values they believe in. Throughout history, it is possible to find many examples in which the lack of awareness about religion, as well as intimacy about religion, was used as the aim of satisfying political, economic and personal lustful desires in different regions and different communities. Unfortunately, it is not possible to say that such examples have not been experienced in our society, which has always respected religious values. As in many other communities, people or groups who respect religious values in our society but do not have enough information about these values have been the target of religious abusers who try to take advantage of this lack of knowledge. In this study, the development of religious abuse, which is a social and moral problem as much as it was in the Ottoman period, and which victimizes people who are sincere about religion but do not have sufficient consciousness under the name of sorcery and incantation(contacting with jinns in Islam belief), its reflections in our society, and measures to be taken to prevent it from happening again are discussed. With this study, it is aimed to draw attention to the exploitation of religion in the context of witchcraft and healing, which is still a very important problem in our society, and to raise awareness. In the study, witchcraft and healing events seen in the Ottoman Empire and the Republic period were tried to be revealed by using archive documents and copyrighted works.