Birinci Dünya Harbi sonunda Orta Avrupa devletleri arasında meydana gelen siyasi ayrışma ve eski Osmanlı İmparatorluğu’nda meydana gelen bazı değişim hareketleri, yeni bir takım cereyan ve şartların ortaya çıkmasına sebep olmuştu. Sevr Muahedesi Türkiye’nin ölüm vesikası idi. Bu muahede ile İngiltere, Fransa, İtalya ve onların Balkanlardaki peyki Yunanistan arasında Osmanlı İmparatorluğu taksime uğruyordu. Padişah ve hükümeti sözde hâkim, fakat hakikatte müttefiklerin ve işgal ordularının esiri haline düşmüştü. Suriye ve Kilikya Fransız hâkimiyeti altına girmiştir. Mezopotamya bir İngiliz müstemlekesi olmuştu. İzmir bir Yunan vilayeti oluyordu. İtalyanlar Konya’yı nüfusları altına almaya çalışıyorlardı. İşte Damat Ferit Paşa’nın nüfus ve iktidardan mahrum olan İstanbul Hükümeti azalarına Sevr’de dikta ettirilen muahede, geriye kalan Türk topraklarının taksiminden başka bir şey değildi. On iki yılda devamlı muharebeler sonucunda fakir düşen ve harap olan Tük insanını hiç hesaba katmamışlardı. Fakat bu insanların birden bire toprakları, hayatları ve mukaddes değerleri için gösterdikleri şiddetli mukavemet düşmanları için beklenmeyen bir durum olmuştu. Milli Mücadeleyi zaferle sonuçlandıran yeni Türkiye, 1923Lozan Antlaşmasından itibaren dış politikasında tamamen barışsever bir yol tutmuştur. Eski ve büyük bir İmparatorluğun bir kısım toprakları üzerinde kurulmuş olan yeni Türk Devleti’nin, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi Ankara’da açarak işe başlamıştı. 2 Mayıs’ta İcra Vekilleri Heyetinin seçimi yapılmış ve on bir vekilden mürekkep Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti teşekkül etmişti. Bilfiil milletin mukadderatına sahip ve hâkim olan Büyük Millet Meclisi, harici siyasetin sevk ve idaresini de tabiatıyla bu İcra Vekilleri Heyetine tevdi edilmişti. Hariciye Vekâlet’ine Tokat Mebusu Bekir Sami Bey Tayin edilmişti. Sevr Antlaşması ile hürriyet ve istiklalimiz aleyhinde vermiş oldukları müthiş hüküm ve kararlarında ısrar eden İtilaf Devletleriyle Misak-ı Milli çerçevesi dâhilinde anlaşmanın ve bir itilafa varmanın mümkün olmayacağı artık anlaşılmıştı. Galip Devletlerin milli siyasetimize karşı almış oldukları vaziyet, tek kelime ile düşmanca idi. Bizim hayat hakkımızı, hürriyetimizi, istiklalimizi tanımak istemiyorlardı. Rusya’nın mukadderatına hâkim olan Bolşevikler, İtilaf Devletleri ile muhtelif cephelerde harp halinde bulunuyorlardı. Emperyalist ve kapitalistlerin boyunduruğundan kurtulmak için uğraşacak olan Şark milletlerine her türlü maddi ve manevi yardım yapacaklarını prensip olarak kabul ettiklerini cihan umumi efkârı önünde ilan etmişlerdi. Diğer taraftan Sivas Kongresi’nden (4 Eylül 1919) bir- iki ay sonra Sovyet Rusya Hükümeti’nin Kafkas Bolşevik orduları Başkumandanı bulunan ChalveEliava’yı Osmanlı İmparatorluğu’nun son durumunu incelemek üzere gizlice İstanbul’a göndermişti. ChalvaEliava, İstanbul’daki milli teşkilatımız vasıtasıyla Anadolu harekâtı ile temasa geçmiş, emperyalizm cephesi karşısında Türk Milli haklarını tamamıyla tanıyacaklarını, takviye edeceklerini ve süratle yardıma başlayacaklarını bildirmişti. Buna benzer bir başka hadisede bir müddet sonra Berlin’de olmuştu. Üçüncü Enternasyonalin ileri gelen şahsiyetlerinden biri olan Bolşevik muharriri Redek, o tarihte Berlin’de bulunan eski Sadrazam Talat Paşa’nın Anadolu milli hareketi ile yakın bir münasebeti olduğunu sanarak kendisiyle temasa geçmişti. Radek, eski Harbiye Nazırı Enver ve eski Bahriye Nazırı Cemal Paşaların Moskova’ya gönderilmesini, bu iki paşanın Anadolu harekâtına yardım etmeleri temin olunacağı vaadinde bulunmuştu. Enver ve Cemal paşalar çeşitli tarihlerde ve başka yollardan Berlin’den ayrılmışlardı. Cemal Paşa, arkadaşından daha önce Moskova’ya gitmişti. Türk resmi heyeti henüz yolda bulunuyordu. Rus Sovyet hükümetinin muhtelif yollardan Türkiye ile temas aramaları, hatta Anadolu İnkılabı ile ilgileri bulunmayan kimselerin Ankara namı hesabına müzakereye girişmeleri üzerine, bu temasları yalnız bir kanala toplamak, resmi ve yetkili şahıslarla müzakerelerin yapılması ve mümkün olan müsait şartlarla bir anlaşmaya varılması maksadıyla Moskova’ya bir murahhas heyeti gönderilmesi kararlaştırılmıştı. Hariciye Vekili Bekir Sami Bey’in başkanlığında murahhas heyeti İktisat Vekili Yusuf Kemal (Tengirşek), Doktor Miralay İbrahim Tali, (Öngören), Rize Mebusu Osman, Erkan-ı Harbiye Kaymakamı Seyfi (General Seyfi Düzgören) beylerden müteşekkildi.
Political divergence between the Central European states at the end of the First World War and some change movements in the former Ottoman Empire caused a new team dynamics and conditions. Treaty of Sevres was Turkey's death rationing. With this examination, the Ottoman Empire between England, France, Italy and Greece in their Balkans was under way. The sultan and his government were so-called judges, but were in fact a prisoner of allies and occupation armies. Syria and Cilicia came under French rule. Mesopotamia was a British mill. Izmir was a Greek province. Italians were trying to take the population of Konya. This is nothing less than the division of the remaining Turkish territory in the war which was dictated by the government of Damat Ferit Pasha who was deprived of the population and power. Twelve years as a result of continuous battles of poor people who have been devastated and devastated. But the sudden resistance of these people to their land, their lives and their sacred values was unexpected for their enemies. ational War victories finalize the new Turkey, he has kept a completely peaceful path in foreign policy since the Treaty 1923loz. Old and established an empire over large parts of the territory of a new Turkish state, on 23 April 1920 opening Grand National Assembly of Turkey began work in Ankara. On May 2, the selection of the Chief Executive made by the Council and a representative from the ink on Grand National Assembly of Turkey had formed the government. The Grand National Assembly, which had the power and power of the nation, was, of course, entrusted with the delegation of the Executive Committee with the administration and administration of external politics. Tokat Mebusu Bekir Sami Bey appointed to the Ministry of Foreign Affairs. ith the Treaty of Sevres, we have now understood that it is not possible to reach an agreement and an agreement within the National Pact with the Entente States that insist on their great judgments and decisions against our freedom and independence. The status of the victorious states against our national politics was hostile with one word. They didn't want to know our right to life, freedom, independence. The Bolsheviks, which dominated the fate of Russia, were waging war on various fronts with the Entente States. The imperialist and the capitalists, who were struggling to get rid of the yoke of the capital, proclaimed in principle that they would accept all kinds of material and moral assistance to the nations of the nation in front of the cihan. On the other hand, a few months after the Sivas Congress (4 September 1919), he had secretly sent the ChalveEliava, the Commander in Chief of the Caucasian Bolshevik armies of the Soviet Russian Government, to Istanbul to look into the final situation of the Ottoman Empire. ChalvaEliava had contacted the Anatolian operation through our national organization in Istanbul and reported that they would fully recognize, reinforce and help the Turkish national rights in the face of imperialism. He had been in Berlin for a while later. The Bolshevik messenger Redek, one of the leading figures of the Third International, had contacted him, believing that the former Grand Vizier Talaat Pasha in Berlin had a close relationship with the Anatolian national movement. Radek, former Harbiye Minister Enver and former Navy Minister Cemal Pasha sent to Moscow, promised that these two pasha will help ensure the Anatolian movement. Enver and Cemal pashas had left Berlin on various dates and in other ways. Cemal Pasha, before his friend had gone to Moscow. Turkish official delegation was on the way. Russian Soviet government in various ways from the contact calls with Turkey, even the person without interest and Anatolian Revolution, upon entering into negotiations account nam Ankara, to collect only one channel these contacts, conducting negotiations with the official and authorized persons and Moscow with the aim of reaching a deal with the possible suitable condition a It was decided to send the executive board. The chairman of the Foreign Minister Bekir Sami Bey, under the chairmanship of the Minister of Economics Yusuf Kemal (Tengirşek), Doctor Miralay Ibrahim Tali, (Foreseller), Rize Mebusu Osman, the Governor of the district of Harbiye Seyfi (General Seyfi Düzgören) was made up of gentlemen.