Küreselleşen dünyanın ve gelişen finansal piyasaların sonucunda iktisat tarihinde son yıllarda sıklaşan krizler için, farklı iktisatçılar farklı tanımlamalarda bulunsa da toplu olarak bakıldığında kriz, öngörülemeyen gelişmelerin sonucunda ortaya çıkan, arzu edilmeyen olaylar silsilesidir. Öyle ki, günümüzde krizler birbirlerine coğrafi olarak çok uzak mesafelerdeki ülkelerden bulaşabilmekte, kıtalar arası yayılabilmektedir. Bir ülkede kriz başgöstermeye başladığında, o ülkede finansal sistem bozulmuş ve temel işlevi olan reel sektöre finansman sağlama işlevini yerine getirememeye başlamış demektir. Krizlerin ortaya çıkış sebeplerinin ve yayılma süreçlerinin tanınması,olası krizlere karşılık alınması gereken tedbirler açısından hayati önem taşımaktadır. Bu çalışmada, küresel krizlerin yapısı ve bu krizlerin bankacılık sektörüne etkileri araştırılmaktadır. Krizler sadece piyasaları değil, ülkede yaşayan her bir bireyi derinden etkilediğinden, ne denli önemli olduğu 2001 yılında Türkiye’ de acı bir şekilde tecrübe edilmiştir. Gerek dünya, gerekse Türk finans piyasaları ve bankacılık sektörü 90’ lardan sonra sıklaşarak yaşanan bu krizlerden gereken dersleri almıştır. Piyasaların güçlendirilmesi, kırılganlığının azaltılması ve daha etkin bir denetim mekanizmasının bankacılık sektöründe hakim olması amacıyla gerekli yasal düzenlemeler yapılmış, teknolojik altyapı oluşturulmuştur. Bununla beraber, piyasalar statik bir yapı göstermeyip, aksine baş döndürücü bir dinamizmle değiştiğinden, “Dünya Bankası, IMF, Basel Komitesi” gibi kuruluşlar, finansal sistemlerin daha etkin bir şekilde düzenlenmesine yönelik kural, politika ve standartları tespit ve uygulamaya yönelik araştırmalarına devam etmektedirler.
The crises; that have become more frequent in recent years in economic history as a result of the globalizing world and developing financial markets, different economists have different definitions to explain this term. When viewed collectively, the crisis is a series of undesirable events that have emerged as a result of unforeseen developments. In fact, today, crises can spread to each other from countries that are geographically far from each other and even spread across continents. When the crisis begins to emerge in a country, it means that the financial system in that country has deteriorated and is unable to fulfill its main function of providing financing to the real sector. Recognition of the reasons for the emergence of crises and their spreading processes is crucial for the measures to be taken in response to possible crises. In this study, the structure of global crises and their effects on the banking sector are investigated. Crisis do not only effect markets also profoundly affect every person living in the country, that is experienced in a painful way by Turkey in 2001. Both the World and Turkish financial markets and the banking sector have learned the lessons from these crises that have become more frequent after the 90’s. Necessary legal arrangements have been made and technological infrastructure has been established in order to strengthen the markets, reduce fragility and dominate the banking sector more effectively. However, as the markets do not show a static structure but rather change with a dazzling dynamism, organizations such as “IMF, World Bank, Basel Committee continue their researches to determine and implement rules, policies and standards for more efficient regulation of financial systems.