Enerji temini ve tedarik anlaşmaları, makroekonomi ilişkilerinde bir ülkenin enerji bağımlılığından çıkma konusunda önemli bir yere sahiptir. Ayrıca enerjinin üretimi, iletimi, dağıtımı ve yönetimi gibi başlıklar da, enerjinin ekonomi ve güvenlik açısından yine ciddi göstergeleri olma özelliği taşımaktadır. Türkiye’nin yakın geçmişte elektrik enerji iletim şebekesinde hatalı planlamaların neticesinde, aşırı yükleme sorunları ile ciddi ve uzun süreli çökmelerin yaşandığı bilinmektedir. Benzer durum ve risklerin ise halen tam olarak değerlendirilemediği de söylenebilir. Diğer yandan küresel ısınma ile birlikte yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla artmaktadır. Özellikle alt şebekelerde enerji üretimiyle birlikte, enerji akışında çift yönlülüğün de söz konusu olduğu açıktır. Bunun da ölçümlenebilmesi giderek önem kazanmaktadır. Kısacası geleceğin akıllı şebekelerinde yenilenebilir enerjiye geçişin de planlanarak arttırılması gerekmektedir. Bu noktada zamanla üretimin ülke çapında bireysel üreticilere doğru da yaygınlaştırılması söz konusu olacaktır. Ancak böyle kapsamlı bir projenin de aksama yaratmaksızın doğru bir şekilde planlanması gerekir. Bu geniş kapsam da, şebekedeki çift yönlü enerji akışının da ölçümlenerek, mahsup edilmesi ve geri ödeme amaçlı ücretlendirilmesi söz konusudur. Bu olanak ise şebekede ki mevcut donanımların değiştirilmesi gibi sorunları da gündeme gerektirmektedir. Dolayısıyla şebekenin bu yeni katılımlara hazır hale getirilebilmesi yasal-yönetsel düzenlemelerin işlerlik kazanmasıyla mümkün olacaktır. Özetle; akıllı şebekelere geçiş, öngörüldüğünden de çok daha fazla zaman alacak ve sorunlar da giderek artacaktır. Ayrıca sistematik veri yönetimine geçişte halen tam olarak planlanabilmiş değildir. Bu amaçla önerilen bir yaklaşım da, geri ödeme verisinin ölçümü ve yönetimidir. Benzer ve ilişkili yeni nesil yazılım çözümlerine de ihtiyaç duyulacağı açıktır. Çalışmada bu ihtiyacı kademeli olarak ön plana getiren uygulama sorunlarına ve çözümlerine yönelik olgulara ve oluşan maliyetlere öncelikle yer verilmiştir. Sürecin risk faktörlerini önceden kestirmenin ve sorunların önüne geçilebilmesinin doğru bir planlama ile birlikte mümkün olduğu gösterilmiştir. Ayrıca yenilenebilir enerjiye geçişlerin planlanmasında yasal-yönetsel çerçevedeki yeni yapılacak düzenlemeler de çalışmada kısaca ele alınmaktadır. Gelecekte Türkiye’nin mevcut enerji bağımlısı durumdan kurtulmasının ancak bu tür çözüm yollarındaki gelişmelerle birlikte mümkün olacağı düşünülmektedir.
Energy supply and supply agreements have an important place in macroeconomics relations in terms of leaving a country's energy dependence. In addition, the production, transmission, distribution and management of energy are also important indicators of energy in terms of economy and security. As a result of faulty planning Turkey's electricity transmission network in the recent past, it is known that there are serious and prolonged slump with overload problems. It can be said that similar situations and risks are still not fully evaluated. On the other hand, the use of renewable energy resources with dünya çapında warming increases rapidly in our country as in the world. Especially in sub-networks, it is clear that there is a duality in the energy flow. Measuring this is becoming increasingly important. In short, the transition to renewable energy in the smart grids of the future should be planned and increased. At this point, production will be extended to individual producers throughout the country. However, such a comprehensive project needs to be planned correctly without any disruption. In this context, the bidirectional energy flow in the network is also measured, deducted and reimbursed. This possibility also raises issues such as the replacement of existing equipment in the network. Therefore, it will be possible to make the network ready for these new participations by the legal-administrative arrangements. In summary; the transition to smart networks will take much more time than envisaged and the problems will gradually increase. In addition, it is still not fully planned in the transition to systematic veri management. A proposed approach for this purpose is the measurement and management of reimbursement veri. It is clear that similar and related new generation yazılım solutions will be needed. In this study, the application problems and solutions related to the application problems that brought this requirement gradually to the foreground and also the costs incurred were given priority. It has been shown that it is possible to predict the risk factors of the process and prevent the problems with the right planning. In addition, the new regulations in the legal-managerial framework for planning the transition to renewable energy are briefly discussed. Turkey's future status, but would be able to get rid of the existing energy-dependent with developments in this type of solution is considered.