Her yılın 29 Mayıs’ında, İstanbul’un fethi kutlamaları vesilesiyle gündeme gelen, Ayasofya Camii’nin ibadete açılması talep ve tartışmalarının, 2020 yılı itibariyle daha bir yoğunluk kazanmış olduğu görülmektedir. Bunun gerisinde ise, Hükümetin bu konuya olan desteğinin yanı sıra, Ayasofya Camii’ni müzeye dönüştüren 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı’nın altında, Cumhurbaşkanı sıfatıyla Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasının sahte olduğuna yönelik bir iddianın, hâlihazırda Danıştay 10. Dairesi’nin gündemine alınmasının da bulunduğunu belirtmek gerekir. Yapılıp hizmete girdiği 537 yılından İstanbul’un fethine kadar 916 yıl boyunca Kilise olarak kullanılan Ayasofya, 1453’te Fatih Sultan Mehmet Han tarafından “Kılıç Hakkı” ve İstanbul’un bir İslam beldesi olduğunun sembolü olarak camiye çevrilmesinden itibaren, 1935’te müzeye dönüştürüldüğü ana kadarki 482 yıl boyunca da cami olarak hizmet vermiştir. İnsanlığın ortak kültürel mirası olması, Ayasofya’nın, özünde bir mabet olduğu gerçeğini asla değiştirmez. Dünyada, ortak kültürel mirastan sayılmakla birlikte, ibadethane olarak hizmet veren yapılar olduğu gibi, Ayasofya’nın da yeniden ibadete açılmasının, O’nun dünya kültür mirasından sayılmasına engel teşkil etmeyeceği açıktır. Bu çerçevede, dini, tarihi, kültürel ve sembolik değeri çok yüksek olan bu muhteşem mabedin, 85 yıl aradan sonra yeniden cami olarak ibadete açılabilmesinin hukuken hangi yol ve yöntemlerle mümkün olabileceği hususunun da irdelenmesinde yarar bulunmaktadır.
It’s seen that the demands and discussions of Hagia Sophia Mosque, which came to the agenda on the occasion of the conquest of Istanbul every year on May 29, have gained more intensity by 2020. It should be noted that, behind this in addition to the support of the Government on this issue, under the decision of the Council of Ministers dated November 24, 1934, which turned the Hagia Sophia Mosque into a museum, an allegation that the signature of Mustafa Kemal Atatürk (as a president) is false is also included in the agenda of the 10th Department of the Council of State (Danıştay). Hagia Sophia, which was used as a church for 916 years from the year 537 when it was built and put into service, was converted into a museum as a symbol of Istanbul as a symbol of the “Kılıç Hakkı” and Istanbul as an Islamic town by Fatih Sultan Mehmet Han in 1453. It served as a mosque for 482 years. The fact that humanity is a common cultural heritage does not change the fact that Hagia Sophia is essentially a temple. It is clear that the re-opening of Hagia Sophia to worship, as well as the structures that serve as places of worship, although they are considered as common cultural heritage in the world, will not prevent him from being counted from the world cultural heritage. In this context, it’s useful to examine the ways and methods in which this magnificent temple, which has a very high religious, historical, cultural and symbolic value, can be reopened as a mosque after 85 years.