1994 Ruanda Soykırımı 1 milyon insanın ölümüyle sonuçlanmıştır. Soykırımın temelinde tarihsel, yapay kimliğe dayalı etnik, ekonomik ve itaate dayalı siyasi kültür gibi nedenler bulunmaktadır. Soykırımın gerçekleşeceği önceden bilinmesine rağmen BM, ABD veya AB ülkeleri herhangi bir müdahalede bulunmamış ve olaylara seyirci kalmıştır. Soykırıma uluslararası tepkinin gelmemesi soykırım faili aşırı Hutu hükümetini daha da cesaretlendirmiştir. Çalışmada Ruanda soykırımın tarafları, nedenleri, gelişimi, çatışmayı etkileyen üçüncü aktörlerin tepkisi ve soykırım sonrası süreç ele alınmıştır. Bu makale 1994 Ruanda soykırımını çatışma yönetimi modellerinden biri olan Stratejik Diyalog Modeliyle (SDM) analiz etmeyi amaçlamıştır. Ayrıca makalede soykırım sonrası süreçte çatışmayı dönüştürme stratejisi bağlamında barış inşa süreci ele alınmış ve mevcut uygulamalardaki eksiklikler tespit edilmiştir. Bu makalede tümevarım araştırma modeli ve betimleyici analiz yöntemi kullanılmıştır.
The Rwandan genocide of 1994 resulted in the death of 1 million people. Genocide is based on historical, ethnic, economic and political culture based on artificial identity. Although it was known in advance that the genocide would take place, the UN, us or EU countries did not intervene and stood by the events. The lack of an international response to the genocide has further emboldened the extreme Hutu government, the perpetrator of the genocide. The study dealt with the parties, causes, development of the Rwandan genocide, the reaction of the third actors affecting the conflict and the post-genocide process. This article aimed to analyze the Rwandan genocide of 1994 through a Strategic Dialogue model. In addition, the article discussed the peace-building process in the context of the strategy of transforming conflict in the post-genocide process and identified deficiencies in existing practices. This article uses the induction research model and descriptive analysis method.