Uygulamada taşınmaz simsarı ile alıcı veya kiracı arasında çoğunlukla sadece yer gösterme belgesi düzenlendiği görülmektedir. Taraflar arasında ayrı bir simsarlık sözleşmesinin bulunmadığı durumlarda yer gösterme belgesinin sözleşme olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği önem arz eder. Zira taşınmaz simsarlığı sözleşmesi kanunen yazılı şekle tabidir. Taşınmaz gösterme belgesinin iki tarafça imzalandığı ve simsarlık sözleşmesinin asgari unsurlarını taşıdığı hallerde Yargıtay taraflar arasında geçerli bir simsarlık sözleşmesinin kurulduğunu kabul etmektedir. Bu çerçevede Yüksek Mahkeme, diğer şartların da mevcudiyeti halinde simsarın ücret hakkını elde edeceği yönünde karalar vermektedir. Yargıtay’ın bu nitelendirmesinin yerindeliği çalışmanın konusunu oluşturmaktadır.
In practice, it is seen that mostly only a place showing certificate is issued between the real estate broker and the buyer or tenant. In cases where there is no separate brokerage agreement between the parties, it is important whether the location document can be qualified as a contract or not. Because the real estate brokerage agreement is subject to a written form by law. In cases where the real estate designation document is signed by both parties and has the minimum elements of the brokerage agreement, the Supreme Court accepts that a valid brokerage agreement has been established between the parties. In this context, the Supreme Court decides that the broker will obtain the right to pay in the presence of other conditions. The appropriateness of this characterization of the Supreme Court constitutes the subject of the study.