Bu makalenin konusu “Âlûsî’nin Rûhu’l-Meânî tefsirinde, şefâat ile ilgili ayetlerin değerlendirilmesi”dir. Başkası için ricacı olmak, önüne geçip işinin görülmesini sağlamaya çalışmak, işlediği bir suçtan dolayı veya herhangi bir işi görülsün diye başkasının nezdinde, aracı olmak mânâsına gelen şefâat kavramı, öteden beri İslam âlimleri arasında tartışılagelmiştir. Şefâat alanını çok geniş tutan ve alanını çok daraltıp tamamen inkâr yolunu seçen iki farklı ekolün dışında Âlûsî, mutedil bir yolu takip edip, âyetlerde geçen şartlara ilaveten ve Allah’ın (c.c.) iznine bağlı olarak şefâatin varlığını kabul eder. Bu makalede, Âlûsî’nin söz konusu tefsirinde, şefâat yaklaşımı ele alınmış şefâati reddeden özellikle Mu’tezile mezhebinin şefâat hakkındaki reddiyelerine yer vermiştir.
The subject of this article is “The evaluation of the verses concerning intercession in Âlûsî 's Rûhu’l-Meânî exegesis”. Being an intermediary for someone, or for a crime committed in the eyes of others, in order for any work to be seen, the instrument corresponding to the concept of intercession has been discussed among Islamic scholars. Apart from two different cults that keep the field of intercession too wide and narrow the field too much and choose the path of complete denial Âlûsî followed a moderate path, and in addition to the conditions mentioned in the verses, Allah (c.c.) accepted the existence of intercession depending on his permission. This article discusses Alusi's said exegesis approach to intercession.