Roma mimarlığı genel olarak Yunan mimarlığı ile beraber bir bütün olarak kabul edilir. Biçimsel özelliklerine bağlı olarak, mimarlık tarihi boyunca da mükemmel olarak nitelendirilmiştir. Ancak, bu mükemmellik sadece biçimsel özelliklerinden değil; politika, şehircilik ve görsel canlandırma kavramları etrafında şekillenen anıtsallıktan da ileri gelmektedir. Roma binaları anıtsal karakterlerine katkıda bulunan politik mesajlar vermişlerdir ve gruplanmaları da şehir ölçeğinde anıtsallık tanımlamıştır. Ayrıca, görsel canlandırma da vatandaşlara anıtsallığı kendi zihinlerinde algılamalarına olanak sağlayan farklı bir mimari ve şehircilik deneyimi sunmuştur. Bu çalışma, Roma mimarlığını politika, şehircilik, ve görsel canlandırma kavramları açısından inceleyip, onların anıtsallığa nasıl katkıda bulunduğunu irdelemektedir.
Roman architecture is usually considered a whole with Greek architecture. Referring to its formal qualities, it has been regarded as perfect throughout architectural history. However, this perfection not only derives from formal qualities but also monumentality that revolved around the issues of politics, urbanism, and visual imagery. Roman buildings conveyed political messages that contributed to their monumental characters and their arrangements defined monumentality on the urban scale. Furthermore, visual imagery offered citizens a different architectural and urban experience that led to perceiving monumentality in their minds. This paper tries to examine Roman architecture in terms of these three concepts of politics, urbanism, and visual imagery based on how they contributed to achieving monumentality.