20. Yüzyıl Müziğinde Post-Seriyalizm

Author :  

Year-Number: 2023-66
Yayımlanma Tarihi: 2023-07-27 16:50:40.0
Language : Türkçe
Konu : Müzik
Number of pages: 3132-3136
Mendeley EndNote Alıntı Yap

Abstract

Bu çalışma, 20. yüzyılın ikinci yarısında müzik sahnesinde gerçekleşen değişimleri ve bu değişimlerin bağlamını inceleyerek Post-Seriyalizm kavramına odaklanmaktadır. Romantizm sonrası dönemde müzikte on iki ton, Seriyalizm ve Total Seriyalizm gibi akımlar büyük etkileriyle ön plana çıkmıştır. Ancak, Post-Seriyalizm sadece bu akımların bir devamı ya da kırılması olarak değerlendirilemez; aslında yeni bir yaklaşımı temsil etmektedir. Bu çalışma, öncelikle Romantizm sonrası dönemdeki Post-Romantizm akımını ve atonal arayışları detaylı bir şekilde inceler. Bu dönemdeki müzik akımları, modernizmin temellerini oluşturmuştur. Ardından, 2. Dünya Savaşı sonrasında Post-Modernizm’in yükselişi ve Amerikalı bestecilerin Seriyalizm’den uzaklaşıp Rastlantısal müziğe yönelmeleri araştırılır. John Cage gibi besteciler, Post-Seriyalizm döneminin önemli temsilcilerindendir. Avrupalı besteciler de bu döneme dâhil olmuş ve Post-Seriyalizm kavramının doğmasına katkıda bulunmuşlardır. Pierre Boulez, Karlheinz Stockhausen ve Luigi Nono gibi isimler, Post-Seriyalizm akımının önde gelen bestecileridir. Post-Seriyalizm, On İki Tonal yapıları ve seri (dizisel) teknikleri yeniden değerlendirirken, aynı zamanda yeni ifade biçimlerine ve özgürleşmiş bir kompozisyon anlayışına olanak sağlamıştır. Besteciler, müzikal malzemeleri daha esnek bir şekilde manipüle etme yeteneği kazanmış ve farklı stil ve teknikleri bir araya getirerek yenilikçi eserler ortaya koymuştur. İlham alınan besteciler arasında Alban Berg, Anton Webern, Pierre Boulez ve Karlheinz Stockhausen gibi önemli isimler bulunmaktadır. Sonuç olarak, Post-Seriyalizm, 20. yüzyılın ikinci yarısında müzik sahnesinde gerçekleşen değişimin bir yansıması olarak ortaya çıkmıştır. On iki ton, Seriyalizm ve Total Seriyalizm’e farklı bir yaklaşım sunarak, müzikal dışavurumu genişletmiş ve bestecilere daha özgür bir yaratıcılık alanı sağlamıştır. Besteciler, karmaşık yapılar ve deneysel teknikler kullanarak özgün ve ilham verici eserler yaratmışlardır. Alban Berg’in “Lulu Suite” ve “Wozzeck,” Anton Webern’in “Variations for Piano” ve “Concerto for Nine Instruments,” Pierre Boulez’in “Le Marteau sans Maître” ve Karlheinz Stockhausen’in “Kontakte” ve “Gesang der Jünglinge” gibi eserleri, Post-Seriyalizm dönemine damga vurmuş önemli örneklerdir.

 

Keywords

Abstract

This study focuses on the concept of Post-Serialism by examining the musical changes that took place in the second half of the 20th century and their contextual background. In the post-Romantic era, movements such as the twelve-tone technique, Serialism, and Total Serialism had significant influences in music. However, Post-Serialism cannot be seen merely as a continuation or rupture of these movements; rather, it represents a new approach. This study primarily explores the post-Romantic period and its atonal explorations. It is evident that these musical movements laid the foundations of modernism. Subsequently, the rise of Post-Modernism after World War II and the shift of American composers towards Aleatoric music instead of Serialism are investigated. European composers also contributed to this shift and the importance of the Post-Serialism concept. Post-Serialism reevaluates the structures of twelve-tone and serial techniques while also allowing for new forms of expression and a liberated understanding of composition. Composers gained more flexibility in manipulating musical materials and created innovative works by combining different styles and techniques. In conclusion, Post-Serialism emerged as a reflection of the music’s transformation in the second half of the 20th century. It expanded musical expression and provided composers with a freer creative space. Influential composers of this period include Alban Berg, Anton Webern, Pierre Boulez, and Karlheinz Stockhausen. Their notable works such as Berg’s “Lulu Suite” and “Wozzeck,” Webern’s “Variations for Piano” and “Concerto for Nine Instruments,” Boulez’s “Le Marteau sans Maître,” and Stockhausen’s “Kontakte” and “Gesang der Jünglinge” have left a significant mark on the Post-Serialism era.

 

Keywords


                                                                                                                                                                                                        
  • Article Statistics