Arşiv malzemeleri sadece siyasi olaylarla sınırlı kalmayan çok sayıda yaşanmışlığın izlerini bize sunmaya hazır yığınla bilgiyle doludur. Hatta bunların birçoğu görmezden dahi gelemeyeceğimiz kadar tarihin bariyerlerini aşıp birer olgu haline gelmeyi başarmış durumdadır. Bunlar sıradan insanların tecrübelerini görüş alanımızın dışında tutamayacağımız, tepkisiz kalmamızı engelleyecek nitelikte. İşte bu noktada kadınların maruz kaldığı hazin tecrübeler Osmanlı toplumsal ve ahlaki normlarının muhafazakâr bakış açısına takılmış durumdadır. Bu araştırma toplumsal cinsiyet ve ahlaksal bakışla sarmalanmış kadının toplumsal kimliğinin meşruluğuna yönelik farkındalık yaratma arzusuyla hareket eden çalışmalara örnek olması niyetiyle kaleme alınacaktır. Bu makale, Osmanlı İmparatorluğu’nda 8-18 Kasım 1838 tarih aralığında ilk defa bir kanun tasarısı ile gündeme getirilen çocuk düşürme vakalarında adli sürecin nasıl işlediğine değinmeği amaçlamıştır. Bütünüyle adli vaka halinde seyreden ve kadına şiddete bağlı gelişen çocuk düşürme vakalarına anlamlı ve yerinde bir müdahalenin olup olmadığına dair kayda geçirilmiş örnekleri yansıtma gayesiyle hareket ederek. Bu bağlamda Osmanlı Arşivi’nde tespit ettiğimiz vesika grupları araştırmaya rehberlik etmiştir.
Archive materials are full of information ready to present us with traces of many experiences that are not limited to political events. In fact, many of them have managed to overcome the barriers of history and become phenomena that we cannot even ignore. These are such that we cannot keep the experiences of ordinary people out of our field of vision and prevent us from remaining unresponsive. At this point, the sad experiences women were subjected to have been caught in the conservative perspective of Ottoman social and moral norms. This research will be written with the intention of setting an example for studies that act with the desire to create awareness of the legitimacy of women's social identity surrounded by gender and moral perspectives. This article aims to address how the judicial process works in misccariage cases brought to the agenda with a bill for the first time between 8-18 November 1838 in the Ottoman Empire. Acting with the aim of reflecting the recorded examples of whether there is a meaningful and appropriate intervention in abortion cases that are progressing as a purely forensic case and developed due to violence against women. In this context, the document groups that we identified in the Ottoman Archive guided the research.