Günümüzde geleneksel kamu yönetiminin odak noktası merkezi ve yerel düzeydeki devlet kurumlarının işlerliği üzerinedir. Ancak bu noktaya gelinmesinde özellikle Max Weber ve Woodrow Wilson’ın merkezi ve yerel düzeylerdeki resmi makamları siyasetin etkilerinden arındırma maksadıyla gerçekleştirmiş olduğu çalışmaların önemi büyüktür. Bu çalışma ve çabalar kamu yönetiminin bir bilim ve disiplin olarak ele alınmasını sağlamıştır. Disiplin olarak ele alınan kamu yönetimi bir literatür oluşturmaya başlamış ve bu kapsamda teoriler, yaklaşımlar ve çeşitli araştırmalarla gelişimini sürdürmüştür. Bu evrime rağmen kamu ve özel sektör arasındaki sınırların azalması, artan karşılılıklı bağımlılıklar ve kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi gibi hususlarda kamu yönetiminin tatminkâr bir perspektif sunmayışı geleneksel kamu yönetiminin sorgulanmasına yol açarken yeni kavram ve paradigmaların da önünü açmıştır. Bu durum yeni düşünce biçimlerinin çekiciliği ve geleneksel kamu yönetiminin büyük karmaşık organizasyonları yönetme pratiğini yalnızca kurallara bağlı ve esnek olmayan şekilde ele almasıyla açıklanmıştır. Bu kapsamda ortaya çıkan ve geleneksel kamu yönetiminden sonra gelen Yeni Kamu Yönetimi (YKY) ve yönetişim gibi kavramlar/yaklaşımlar adeta kamu yönetimin ortaya koymuş olduğu mirastan yola çıkarak teorik altyapılarını oluşturmuşlardır. Bu çalışmanın amacı kamu yönetimi, YKY ve yönetişim kavramları arasındaki ilişkiyi yönetim bilimi ekseninde incelemektedir. Bu kapsamda çalışmada kamu yönetiminden YKY’ye ve yönetişime doğru gerçekleşen paradigma kaymaları hakkında bir perspektif ortaya koyulmuştur.
Today, the focus of traditional public administration is on the functioning of state institutions at the central and local level. However, in reaching this point, the studies carried out by Max Weber and Woodrow Wilson in order to purify the official authorities at the central and local levels from the effects of politics are of great importance. These studies and efforts have enabled public administration to be considered as a science and a discipline. Public administration, which is considered as a discipline, has started to create a literature and has continued its development with theories, approaches and various researches in this context. Despite this evolution, the fact that the public administration does not provide a satisfactory perspective on issues such as the decrease in the boundaries between the public and private sectors, increasing interdependencies and the privatization of public services has led to the questioning of traditional public administration and paved the way for new concepts and paradigms. This is explained by the attractiveness of new ways of thinking and the traditional public administration’s handling of the practice of managing large complex organizations only in a prescriptive and inflexible way. Concepts/approaches such as New Public Management (NPM) and governance, which emerged in this context and came after traditional public administration, formed their theoretical infrastructures based on the heritage of public administration. The aim of this study is to examine the relationship between the concepts of public administration, NPM and governance in the axis of management science. In this context, a perspective on the paradigm shifts from public administration to NPM and governance is presented in the study.