Sanayi devriminin ortaya çıkmasıyla birlikte meydana gelen bilimsel, teknolojik ve sosyal dönüşümler, insanlara farklı bir bakış açısı kazandırmıştır. Toplumların ve toplumlar içerisinde ortaya çıkan örgütlerin insana bakış açıları değişmiş/değişmektedir. Bu durum neredeyse yirmi yılda bir ortaya çıkmaktadır. Bu durum değişimin hızı ile ilgili önemli bir göstergedir. Hümanizm, liberal düşünce, eşitlik ve demokrasi kavramları bu süreçle birlikte önem kazanmaya başlamıştır. İnsanın önem kazanmasıyla birlikte cinsiyet, ırk, dil, din gibi farklılıklara dayalı örgütlenme modelleri önemini kaybetmiş bununla birlikte insanların kabiliyet ve yetenekleri daha önemli hale gelmiştir.
Şüphesiz ki kadınların yüksek oranda çalıştığı kurumlardan birisi de milli eğitim bakanlığıdır. Ne var ki oransa olarak fazla olmasına rağmen Milli Eğitim Bakanlığında kadın yönetici sayısının aynı oranda olmadığı görülmektedir. Bu çalışma Tuzla örneğinden hareketle kadın yöneticilerinin çalışma durumunu öğretmenler gözüyle irdelemektedir. Araştırma kadın yönetici sayısının azlığının altında yatan faktörlere odaklanmaktadır. Kadınların yönetim kademelerindeki azlığının altında yatan etmenlerin araştırılması ve çalışan öğretmenlerin kadın yöneticilerle ilgili algılarının belirlenmesi kadınlarla ilgili politikalar yürüten kurumlara katı sunacak aynı zamanda alandaki tartışmalara da farklı bir boyut kazandıracaktır.
The scientific, technological and social transformations that occurred with the emergence of the industrial revolution gave people a different perspective. The perspectives of the societies and the organizations that emerged in the societies have changed / are changing. This situation occurs almost every twenty years. This is an important indicator of the speed of change. The concepts of humanism, liberal thought, equality and democracy began to gain importance with this process. Organization models based on differences such as gender, race, language, and religion have lost their importance as people gain importance, however, people's abilities and talents have become more important.
Undoubtedly, one of the institutions where women work at a high rate is the Ministry of National Education. However, it is seen that the number of female administrators in the Ministry of National Education is not the same, although it is proportionally higher. This study examines the working situation of female administrators from the perspective of teachers, based on the Tuzla example. The research focuses on the factors underlying the low number of female managers. Investigating the factors underlying the scarcity of women in management positions and determining the perceptions of working teachers about female administrators will contribute to the institutions that carry out policies regarding women, and will also add a different dimension to the discussions in the field.