Author :
Abstract
Çoğunluğun tartışılmaz egemenliğini kabul etmeyen, azınlıktakilerin siyasal ve kültürel haklarının kabul edilmesi gerektiğini ve azınlığın da bir gün çoğunluk olabilme hakkının verilmesini savunur, çoğulcu demokrasi. Katılma, iletişim ya da ortak davranışta bulunma yöntemiyle belirli bir toplumsal duruma girme sürecidir. Bu noktadan hareketle katılmanın etkili bir iletişim ile ortak bir amaç etrafında biçimlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılabilinir. Yönetime katılma ise, yönetim hiyerarşisinde çalışanların işe alım, örgütlenme, kontrol gibi örgütsel çalışmaların düzenlendiği ve bu işlemlerin birebir katılma veya ortak organlar eliyle gerçekleştirildiği bir süreçtir. Yine katılımcı yönetim olarak ifade edebileceğimiz yönetime katılma, çalışanların doğrudan doğruya ya da temsilcileri aracılığıyla, özellikle kendilerini ilgilendiren konularda kararlara söz ya da oy hakkı ile katılmalarıdır. Dolayısıyla yönetime katılmayı, çalışanların kararların alınmasında bizzat ya da temsilcileri aracılığıyla rol oynaması olarak tanımlanabiliriz. Bu çalışma, Türkiye'nin siyasi ve yönetsel yapısında çoğulcu demokrasi ve katılımcı yönetim kavramlarının uygulanmasını incelemekte olup hazırlanırken, çeşitli kaynaklardan literatür taraması yapılmış ayrıca katılımcı yönetim ile ilgili Türkiye'deki yerel yönetimlerin uygulamaları incelenmiştir. Çoğulcu demokrasi kavramı, karar verme süreçlerinde çeşitlilik ve çoklu bakış açısının önemini vurgulamaktadır. Katılımcı yönetim ise, vatandaşların karar verme süreçlerinde aktif olarak yer almaları ve hükümet ile sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğinin önemini vurgulamaktadır.
Çalışma, Türkiye'deki bu kavramların ne ölçüde uygulandığını, özellikle kentsel dönüşüm projeleri ve katılımcı bütçeleme süreçleri gibi belirli örnekler üzerinden analiz etmektedir. Ayrıca, Türkiye'de çoğulcu demokrasi ve katılımcı yönetimin uygulanmasıyla ilgili zorluklar ve sınırlamalar, siyasi kutuplaşma, sınırlı sivil toplum katılımı ve bürokratik direnç gibi konular da ele alınmaktadır.
Keywords
Abstract
Pluralistic democracy is an understanding of democracy that rejects the absolute dominance of the majority, advocates that the political and cultural rights of minorities should be accepted, and that the minority should be given the right to become the majority one day. Participation is the process of entering into a particular social situation through communication or collective action. Based on this, it can be concluded that participation should be shaped around a common goal with effective communication. Participation in management is a process in which organizational activities such as recruitment, organization and control of employees in the management hierarchy are organized and these processes are carried out through one-on-one participation or through common bodies. Participation in management, which we can also express as participatory management, is the participation of employees directly or through their representatives, with the right to speak or vote in decisions, especially on matters that concern them. Therefore, we can define participation in management as employees playing a role in decision-making, either personally or through their representatives. This study examines the application of the concepts of pluralist democracy and participatory management in Turkey's political and administrative structure. While preparing it, a literature review was made from various sources and the practices of local governments in Turkey regarding participatory management were examined. The concept of pluralistic democracy emphasizes the importance of diversity and multiple perspectives in decision-making processes. Participatory management, on the other hand, emphasizes the active participation of citizens in decision-making processes and the importance of cooperation between the government and non-governmental organizations. The study analyzes the extent to which these concepts are applied in Turkey through specific examples, especially urban transformation projects and participatory budgeting processes. Additionally, issues such as challenges and limitations to the implementation of pluralistic democracy and participatory governance in Turkey, political polarization, limited civil society participation and bureaucratic resistance are also addressed.
