Bu çalışmada, lise öğrencilerinin psikolojik iyi oluş düzeyleri ile olumlu düşünme beceri düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesini amaçlanmaktadır. Araştırmaya Yozgat merkezde öğrenim gören lise düzeyinde 389 öğrenci gönüllü katılmıştır. Çalışmada iki farklı veri toplama aracı kullanılmıştır. Çalışmaya katılanların psikolojik iyi oluş düzeylerinin tespiti için Psikolojik İyi Oluş Ölçeği (PİOÖ) kullanılırken, olumlu düşünme becerilerinin belirlenmesi amacıyla Olumlu Düşünme Becerisi Ölçeği (ODBÖ) kullanılmıştır. Çalışmada veli onam formu ve katılanların sosyo-demografik özelliklerini belirlemek için kişisel bilgi formu uygulanmıştır. Verilerin analizinde örneklem grubunu oluşturan katılımcıların kişisel özelliklerini betimleyici frekans ve yüzde dağılımları çıkarılmıştır. Psikolojik iyi oluş düzeylerinin ve olumlu düşünme becerileri düzeylerinden elde edilen verilerin uygunluğunun belirlenmesinde çarpıklık ve basıklık testleri uygulanmıştır. Normal dağılım için t-test, ilişkiyi belirlemek için Pearson Korelasyon Testi, tek yönlü Anova Testleri ve gruplar arasındaki farkı belirlemek için Anova sonrası Post-Hoc Testi kullanılmıştır. Araştırma sonucuna göre, lise öğrencilerinin orta seviyenin üzerinde psikolojik iyi oluş düzeyine sahipken, orta düzeyde olumlu düşünme beceri düzeyine sahip olduğu sonucuna varılmıştır. Kişisel özelliklere göre lise öğrencilerinin psikolojik iyi oluş düzeyleri ile olumlu düşünme beceri düzeylerinin bazı değişkenler açısından anlamlı bir fark oluşturduğu, bazı değişkenler açısından ise anlamlı bir farklılık oluşturmadığı sonucuna varılmıştır. İlişkisel açıdan ise lise öğrencilerinin psikolojik iyi oluş düzeyleri ile olumlu düşünme beceri düzeyleri arasında pozitif yönde, düşük ve anlamlı bir ilişkinin olduğu sonucuna varılmıştır.
This study aims to examine the relationship between high school students' psychological well-being levels and positive thinking skill levels. A total of 389 high school students studying in Yozgat centre voluntarily participated in the study. Two different data collection tools were used in the study. Psychological Well-Being Scale (PBI) was used to determine the psychological well-being levels of the participants, while Positive Thinking Skill Scale (PTSS) was used to determine their positive thinking skills. In the study, parental consent form and personal information form were applied to determine the socio-demographic characteristics of the participants. In the analysis of the data, descriptive frequency and percentage distributions of the personal characteristics of the participants constituting the sample group were extracted. Skewness and kurtosis tests were applied to determine the suitability of the data obtained from psychological well-being levels and positive thinking skills levels. For normal distribution, t-test, Pearson Correlation Test to determine the relationship, one-way Anova Tests and Post-Hoc Test after Anova to determine the difference between groups were used. According to the results of the study, it was concluded that high school students have a psychological well-being level above the medium level, while they have a medium level of positive thinking skills. According to the personal characteristics, it was concluded that high school students' psychological well-being levels and positive thinking skill levels created a significant difference in terms of some variables, but did not create a significant difference in terms of some variables. Relationally, it was concluded that there was a positive, low and significant relationship between high school students' psychological well-being levels and positive thinking skill levels.