İnsanoğlunun bulunduğu ortama her koşulda uyum sağlama süreci, onun tarih sahnesindeki kalıcılığını açıklamaktadır. Bu makalenin ana problematiği olan sandalye teması, geniş bir ölçek ile değerlendirildiğinde bir kullanım nesnesi olarak mobilya kavramının içinde yer almaktadır. Gelişen teknolojiler ve ekonomik-sosyal yapı aracılığı ile sadece kullanım amaçlı üretilen bu sandalyeler zaman içerisinde birer tasarım nesnesine dönüşmüştür. Özellikle 1960 sonrası sanat bağlamında değerlendirildiğinde değişen/çeşitlenen yaşam koşulları ile birlikte sanatın kavramsal yönü de yeni anlamlar kazanmaya başlamıştır. Bu anlamlandırma durumu, sanatta düşüncelerin ve fikirlerin ön plana çıktığı bir dönemi de işaret etmektedir. Heykeltıraşlardan ressamlara ve performans sanatçılarına kadar pek çok sanatçı, sandalyeyi farklı kültürel, sosyal ve felsefi anlatıları yansıtan güçlü bir sembol ve ifade aracına dönüştürmüştür. Bu araştırma kapsamında; farklı dönemlerde ve disiplinlerde üretimlerde bulunan Vincent van Gogh, Gerrit Thomas Rietveld, Joseph Kosuth, Joseph Beuys, Andy Warhol, Mutlu Başkaya, Fenella Elms, Tadashi Kawamata, Lisa Jones, Studio Drift’ten Ralph Nauta ve Lonneke Gordijn, Etienne Reijnders, Naile Çevik ve Zeliha Kayahan gibi sanatçıların/tasarımcıların sandalye temalı özgün üretimlerine odaklanılmaktadır. Bu çalışma bağlamında, sanatçıların sandalye temasını kullanarak mekânla ilişkilendirdikleri yerleştirmeleri veya mekândan bağımsız sandalye yorumları üzerinden okumalarla değerlendirmeler yapılmıştır. İnsan yaratıcılığının karmaşıklığının ve sanatsal ifadenin sürekli gelişen doğasının bir kanıtı olarak sandalye teması; mekan, kimlik ve nesneye dair anlamlı şekillerde etkileşim kurmaya teşvik etmektedir. Bu temanın sürekli araştırılması, daha derin anlam katmanlarını ortaya çıkarmayı ve gelecek yıllarda yenilikçi yorumlara ilham vermeyi vaat etmektedir.
The process of human beings adapting to their environment under all conditions explains their permanence on the stage of history. The theme of chair, which is the main problematic of this article, is included in the concept of furniture as an object of use when evaluated on a wide scale. These chairs, which were produced solely for use through developing technologies and economic-social structure, have turned into design objects over time. Especially when evaluated in the context of post-1960 art, the conceptual aspect of art began to gain new meanings along with changing/diversified living conditions. This state of meaning also points to a period in which thoughts and ideas come to the fore in art. Many artists, from sculptors to painters and performance artists, have transformed the chair into a powerful symbol and tool of expression that reflects different cultural, social and philosophical narratives. Within the scope of this research; Vincent van Gogh, Gerrit Thomas Rietveld, Joseph Kosuth, Joseph Beuys, Andy Warhol, Mutlu Başkaya, Fenella Elms, Tadashi Kawamata, Lisa Jones, Ralph Nauta and Lonneke Gordijn from Studio Drift, Etienne Reijnders, Naile Çevik who produced in different periods and disciplines. The focus is on original chair-themed productions of artists/designers such as Zeliha Kayahan. In the context of this study, evaluations were made through readings on the artists' installations that they associated with the space using the chair theme or on chair interpretations independent of the space. The chair theme is a testament to the complexity of human creativity and the ever-evolving nature of artistic expression; It encourages people to interact with space, identity and object in meaningful ways. Continuous exploration of this theme promises to reveal deeper layers of meaning and inspire innovative interpretations for years to come.